Çorap değiştirir gibi acı değiştiriyorum..

Posted: by Bursevi in . ,
0

Büyük üzüldüm, seneye de üzülürüm muhtemelen. 11 aydır çalıştığım yerden istifa ettim geçenlerde. Aslında hiç başlamamıştım işe nasıl istifa ettim anlamadım. İşsizim. Hiç iş sahibi de olmadım. Çorap değiştirir gibi acı değiştiriyorum. Acaba hayırlı evlat olmak nasıl bir duygu. Dört beş ay önce bir dost meclisinde kahkaha attım aradan beş on saniye geçti şöyle bir durdum hemen toparlandım utandım gülmekten utandım. Yaşadığım şeye ihanet ettim sanki. 
Bilmiyorum. 

Bilerek doğuruyoruz acıları. Bilerek ölüyor ve bilerek yaşıyoruz. Pişmanlığın ve geriye dönüşün faide vermeyeceği o günü de biliyoruz. Bilerek hata yapıyor ve bilerek yaptığımız hataya üzülüyoruz. Bilerek saçmalıyor bilerek diriliyoruz. Bilerek yalan söylüyor bilerek aşık oluyoruz. Bilerek yaraların kabuklarını kolayca kaldırıyoruz. Bilerek hüzün kitaplarına adımızı yazdırıyoruz. Bilerek yüreğimize paha biçiyoruz. Biraz gurbet olmuşuz biraz memleket. 

Biraz yabancı olmuşuz biraz biraz tanıdık. Biraz cevap olmuşuz biraz soru. Her şeyden azar azarız. Hiçbir şeyden çoğuz. İyiden uzak hüzne yakın, acıya paralel hüzne dik olmuşuz. Toparlanamıyor belimizi doğrultamıyoruz. Boynumuzdan bağlamışlar yaşamaya. İsmimiz yazmıyor ilmeğimizde. Ne bir türkü olmuşuz ne de bir hasret. Tüm bu telaşın içerisinde bir “var” var. Tüm bu varlığın içinde bir yokluk var. Umudun ışıkları tünelin sonunda dörtlüleri yakmış bekliyor aslında. Tünele girince telefon çekmeyeceği için korkuyoruz tünele girmeye. Prize yakın olmasak yaşayacağız belki. Sabah uyandığımızda beyaz ekranlara değil de gökyüzüne bakmayı becerebilirsek olur. 

Sonbaharda, karanlıkta, gecenin bitimi, takatin son damlasında. Hatta ve hatta tüm bu telaşın içinde bilerek unuttuğumuz görmezden geldiğimiz o “var” a dönüyoruz aslında hep, bilerek veya bilmeyerek. İsteyerek veya istemeyerek. Menfaat icabı veya değil. Rehabilitasyon icabı veya değil. Gönül rahatlığı veya değil. Züğürt tesellisi veya değil. Acının içinde kıvranırken dahi dönüyoruz ona. Hata yapmadan önce de dönüyoruz yaparken de yaptıktan sonrada. Korkarak da dönüyoruz. Severek de. Ama dönüyoruz ama seviyoruz. Dönmeyi ve sevmeyi istiyoruz. İşte bu alemi manada vuku bulan bir olaydır. İşte bu bizim gövdemizi tunca dönüştüren sarsılmaz iman kalesidir. Evet iman! 

Evet iman! Yoklukta ve darlıkta. Hatada ve acıda. Her yanlış da ve günahta. Her sevapta ve iyide. Hissediyoruz. İnanıyoruz. Teslim oluyoruz. Acılardan,yanlışlardan, sancılardan arındırmasada, rehabilite etmesede. Sevsede sevmesede. Dönüyoruz. Eve dönüyoruz,kalbimize dönüyoruz, şarkıya dönüyoruz.


İHOK

Masaya yancı olsak hesabı biz öderiz..

Posted: by Bursevi in . ,
0

Cana yetinen ne olabilir. Bir cana ne yetebilir. Çaresizlik mi en bilinen çarelerde. Her terslikte bir düzlük var mıdır hakikaten, terso mudur zaten hayatımız? Bilinçsizken bile kendimizdeyiz. İnsanın kendinde olmaması aynı zamanda günahlarda olduğu anlamına da gelir. Nasıl ilerliyoruz mesela satıyorlar mı bizi ilerlerken tüm bunların da sebebi korkular mıdır. Bir şarkıdan yazıyorum size çıldırıyorum yerindeyim şu an. Aklımızı başımızdan alırken her şey başa döndürür bizi.

Kuran kursunda yediğimiz dayaklar etti bizi galiba ya da orada öğrendiğimiz tecvid ayakta tutuyor gönlümüzü. Polifonik melodide kaldı benim gençliğim. Enfeksiyon kaptı ömrümüz. Bir çift sözümüz kaldı yarin kaderinde. Önce Kerem olduk aslıyı sonra Ferhat olduk dağları delip özlem tekine dönüştük. Böyle de garibandır mizahımız. Razıyım yarabbi erken ölmeye. Muradımız böyleymiş kemancı kardeş diye sekizinci sınıf bir şaire evrilebilirdim. Ama gerçekliğin kıyısındayım şu an yüzleşiyorum kendimle ve bilincimle. Kırmızı kalemle yanlış çizdik kale çizgisini. Mahallenin en küçüğünden dayak yedik. Onur'du adımız sözde. İmamın iki dudağı kadar ömrümüz.

Masaya yancı olsak hesabı biz öderiz. Gerçek her şeyin babasıdır çünkü her şeyin anasını sikmiştir gerçek.



İHOK

İyi ki üzmüşler seni. İyi ki acıtmışlar canını..

Posted: by Bursevi in .
0

İyi ki üzmüşler seni. İyi ki acıtmışlar canını. 
Ve iyi ki bugün olman gereken kişi olmuşsun. 
Şimdi, neye üzülüp neye üzülmeyeceğini; kime değer verip kime değer vermeyeceğini, kiminle yakın kiminle uzak olacağını biliyorsun.
Bundan daha güzeli var mı? 
Bence yok..

Yine olsa yine yaşarım..

Posted: by Bursevi in .
0

Unutamadığım hiçbir anım yok.
Unutamadığım hiçbir arkadaşım yok.
Hep daha iyisini yaşadım. Daha iyisini istedim.
Hiçbir şey için pişman olmadım.
Hep çok güzel şeyler yaşadım.
Yine olsa yine yaşarım.

Mesela sırf bitireyim diye bir tırtıla dönüşebilirim ben.
Kurbağadan prense ve prensten tekrar kurbağaya.
Mesela kadınları terk edemem ben. Hepsi de bunu bilir.
Çok pis bir numaradır. Sonra ne arar ne de sorarım.
Başta çok zevk alırlar bundan. Ama sonra bir bakarlar ki uçup gitmişim hayatlarından..

Hayat bakışımız aynı değildi..

Posted: by Bursevi in .
2


"Bir ilişkinin başlangıç dönemlerinde genellikle hassas sorunlardan kaçınılır..
Binbir itinayla henüz kurulan o kırılgan yapının kırılacağından, bozulacağından korkulur..
Ama benimle o kadın arasında derinden, temel bir fark vardı..
Hayat bakışımız aynı değildi.."

Belki de bir ilişkide, birçok insan burada hataya düşer; o kırılgan yapının kırılacağından korkar ve kendinden taviz vermeye başlar. İlk başlarda bunun farkına varılmaz. Birden hiç tanımadığı bir kişilik rolüne bürünür. Tabiri caizse bu ilişki bir evcilik oyununa dönüşür.. Kişi hayatta kendisi olamaz.. Ait olmadığı bir yaşamda ait olmadığı bir rolü üstlenir. Başlarda bu durum hoş gibi gözükse de bir müddet sonra (u)mutsuzluk çanları çalmaya başlar.. Yaşadığınız mutluluk sizin eseriniz değildir; bir başkasının sizin üzerinizde emaneten bırakmış olduğu, gayri ihtiyari iştirak edilmiş olan yapmacık ve gelip geçici bir duygudan ibarettir..

Veda ederken;


"Bir ilişkide kendiniz olamıyorsanız, o ilişkinin kuklası olmaya mahkumsunuzdur.