Bütün günlerimi bir insanı aramakla geçirmiş diğer bütün insanlardan kaçmıştım..
Posted: by Bursevi in . Karalamalarım, Kürk Mantolu Kadın, Kürk Mantolu Madonna, Kürk Mantolu Madonna Analizi, Raif, Sabahattin Ali
0
Bütün günlerimi bir insanı aramakla geçirmiş diğer bütün insanlardan kaçmıştım..
"Bir kadın herhangi bir şekilde hoşuma gidince ilk yaptığım iş ondan kaçmak olurdu. Karşı karşıya geldiğim zaman her hareketimin, her bakışımın sırrımı meydana vuracağından korkar, tarif edilmesi imkansız, adeta boğucu bir utanma ile dünyanın en zavallı bir insanı haline gelirdim. Hayatımda hiçbir kadının, hatta annemin bile gözlerine dikkatle baktığımı hatırlamıyorum. Son zamanlarda, bilhassa İstanbul'da bulunduğum müddet zarfında, bu manasız hicapla mücadeleye niyet etmiş, arkadaşlarım vasıtasıyla tanıştığım bazı genç kızlara karşı serbest olmaya çalışmıştım. Fakat onlardan ufak bir alaka gördüğüm anda bütün niyet ve kararlarım uçup gidiyordu.
Hiçbir zaman masum bir insan değildim..."
Belki de çok sevdiğim bir insanın, önüme tavsiye diye bıraktığı bir kitapla kesişti onunla yolum.. Son zamanlarda ihmal ettiğim alışkanlığımı tekrardan kazanmak niyetiyle aldım onu elime..Gerçekçi olmak gerekirse o kitabı elime alışım; ne kitap okuma alışkanlığı kazanmak içindi ne de sıkıntılarımı unutturmak adına klasik bir zaman öldürme metodumdu.
İtiraf etmeliyim ki aslında tüm bunların tek bir açıklaması vardı; sevdiğim insanın ruh halini çözmek, onun zevklerini paylaşmak ve en önemlisi onun sevdiği şeylerde ondan bir parça bulurum umuduyla onu yaşamaktı...
Bu vesileyle kesişti yolumuz Kürk Mantolu Madonna'yla..
Sabahattin Ali, insanı öyle naif bir şekilde analiz etmiş ki birden onda kendimi buluvermiştim..
"Sabahattin Ali sanki tüm insanlığın karşısına geçip, "Kürk Mantolu Kadın" tablosuna bakan Raif gibi saatlerce onları izlemiş.. Yüzlerindeki ifadeden ruhsal devinimlerine yol almış, her aşamada notlar düşmüş de kağıdına, onları toparladığında müthiş incelikte bir roman çıkarmış ortaya..
Kurgunun ne önemi kalır ki böyle olunca, ben daha ne beklerim ki bir yazardan..
Hele ki o kelimeler, her biri bir yapboz parçasıymışçasına, o dönemin kibar edebiyatının kulakta bıraktığı sihirli bir tılsım ayarında.. Her satırında samimiyeti yakalamışken yazar, Kürk Mantolu Madonna başucu kitabım olmak için ayaklanmış çoktan..."
Belki burada Raif kendisiydi.. Belki de tasavvurunu kurduğu bir başkası..
Ancak, tam olarak bu değildi zihnimi kurcalayan..
Koşulsuz, şartsız sevmekten başka nerede hata yapmıştı Raif? (Tabii ona da hata denilirse..)