Hidayet Türkoğlu - Nereden Nereye . .
Posted: by Bursevi in . Hidayet Türkoğlu, Hidayet Türkoğlu ve Hikayesi, Muhteşem Hikayeler, Simitçi Hidayet Türkoğlu, Spor
0
Hidayet Türkoğlu, Türk Basketbolunun dünyaya sunduğu en büyük yeteneklerden bir tanesi olarak gösterilmekte. NBA'de Türk adını dalgalandıran bir yıldızımız. Son zamanlarda performans düşüklüğü yaşasada inanıyorum yakın zamanda formunu yakalayacaktır . .
İnternette dolanırken kendisi ile ilgili çok güzel bir hikaye buldum. Vefa öğrneği sayılır mı bilmiyorum ama benim nezlimde büyük bir vefa örneği . .
Sizlere bunu sunmak istiyorum . .
Ünlü basketbolcu Hidayet Türkoğlu eşiyle birlikte, Eminönü’nde geziyordu. . .
Önce akvaryumcuları dolaştılar, Kapalıçarşı, Nurosmaniye, Yerebatan Sarnıcı, Ayasofya, Sultanahmet, Topkapı Sarayı, Gülhane Parkı derken, Yeni Caminin önüne kadar geldiler. Orada bağıra bağıra simit satan bir çocuk vardı. Basketbolcu birden durakladı... Sonra simitçiye yaklaştı:
- Simit'in kaça koç ?
- 300 bin abi. Çıtır çıtır....
- Tezgahta kaç simit var ?
- 70-80 tane var herhalde...
- Hepsini alsam ne tutar ?
- Seksen desek 24 milyon.
- Al sana 30 milyon... Farz et ki hepsini aldım...
-Sağ ol abi... sağ ol...
Basketbolcu üç onluk çıkartıp simitçinin önüne bıraktı.
Eşi şaşkındı. Üç beş adım yürümüşlerdi ki eşine yaklaşıp fısıldadı.
- Hidayet sen deli misin ?
- Yooo
- Peki yemediğimiz simitlerin parasını niye verdin ?
- Boş ver sorma.
- Diyelim ki soruyorum. Hem de ısrarla soruyorum.
- Öyleyse söyleyeyim.
- Lütfedersiniz beyefendi.
- Tablanın kenarı dikkatini çekti mi ?
- Hayır.
- Baksan görecektin. Tahtaya bir isim kazınmıştı.
- Nasıl bir isim ?
- Hidayet !
- Yoksa ?
- Evet o tezgah, eskiden benimdi.
(Bu hikayeyi Hidayet tv8 de katıldığı bir programda kendisi anlatmıştır . .)
Gördüğünüz gibi nereden nereye . .
Kendisini aile yaşantısı, kişilik ve oyunuyla zaten seviyordum bu ona olan hayranlığımı daha arttırdı..
İnternette dolanırken kendisi ile ilgili çok güzel bir hikaye buldum. Vefa öğrneği sayılır mı bilmiyorum ama benim nezlimde büyük bir vefa örneği . .
Sizlere bunu sunmak istiyorum . .
Ünlü basketbolcu Hidayet Türkoğlu eşiyle birlikte, Eminönü’nde geziyordu. . .
Önce akvaryumcuları dolaştılar, Kapalıçarşı, Nurosmaniye, Yerebatan Sarnıcı, Ayasofya, Sultanahmet, Topkapı Sarayı, Gülhane Parkı derken, Yeni Caminin önüne kadar geldiler. Orada bağıra bağıra simit satan bir çocuk vardı. Basketbolcu birden durakladı... Sonra simitçiye yaklaştı:
- Simit'in kaça koç ?
- 300 bin abi. Çıtır çıtır....
- Tezgahta kaç simit var ?
- 70-80 tane var herhalde...
- Hepsini alsam ne tutar ?
- Seksen desek 24 milyon.
- Al sana 30 milyon... Farz et ki hepsini aldım...
-Sağ ol abi... sağ ol...
Basketbolcu üç onluk çıkartıp simitçinin önüne bıraktı.
Eşi şaşkındı. Üç beş adım yürümüşlerdi ki eşine yaklaşıp fısıldadı.
- Hidayet sen deli misin ?
- Yooo
- Peki yemediğimiz simitlerin parasını niye verdin ?
- Boş ver sorma.
- Diyelim ki soruyorum. Hem de ısrarla soruyorum.
- Öyleyse söyleyeyim.
- Lütfedersiniz beyefendi.
- Tablanın kenarı dikkatini çekti mi ?
- Hayır.
- Baksan görecektin. Tahtaya bir isim kazınmıştı.
- Nasıl bir isim ?
- Hidayet !
- Yoksa ?
- Evet o tezgah, eskiden benimdi.
(Bu hikayeyi Hidayet tv8 de katıldığı bir programda kendisi anlatmıştır . .)
Gördüğünüz gibi nereden nereye . .
Kendisini aile yaşantısı, kişilik ve oyunuyla zaten seviyordum bu ona olan hayranlığımı daha arttırdı..