Biri " Lâiklik " mi dedi ?

Posted: by Bursevi in . , , , ,
0

          Laiklik denilen bir kavram almış başını gidiyor. Efendim neymiş din devlet işlerine karıştırılıyormuş. Soruyorum kendilerine din devlet işlerine nasıl karıştırılıyor diye.

Ağızlarına dolanan tek kelime “TÜRBAN” . ”Kadınlarımız, kız çocuklarımız türban ile örtünüyorlar. Yarın ise kara çarşafa bürünecekler. Sonrası bizi felakete sürükleyecek. Arap ülkeleri gibi her zaman Batı’dan geri kalacağız, iyice gerileyeceğiz. Bilimden, ilimden, irfandan geride kalacağız. Avrupa’yı hep 50 yıl geriden takip edeceğiz, medeniyetten uzak bir toplum halini alacağız” diyorlar.

       Fakat şunu unutmamak lazım; Bacılarımızın, analarımızın örtüye kapanmaları ülkeyi bilimden, ilimden, irfandan geriye götürecek fikri tamamen yanlış ve karaktersizce, geçmişini unutanların düşüncesiz ithamlarından ibarettir.“ Örtününce beden kapanıyor, örtünün altındaki AKIL değil. ”Örtüye bürününce aklımızı, fikrimizi düşüncelerimizi de örtü altında saklamıyoruz. Açıkta olsanız kapalı da olsanız önemli olan tek şey o örtü altındaki aklı, zihni, fikri, en doğru şekilde kullanmak ve geliştirmektir. Bacımın örtü kullanması aklını kaybetmesi anlamına gelmiyor. Üstelik bunun medeniyetten geri kalmak adı altında değerlendirilmesi tamamen saçmalıktan ibarettir. Toplumumuzdaki kadınlarımız başını açmış, ilimde, irfanda hemen ileri mi gidecek? Bulunduğu ülke medeniyetin doruklarına mı erecek? . . .
Tabi ki hayır.


        İsmini vermek istemediğim bir  profesör kanallara çıkıp “Türkiye İslamlaştırılıyor” diyor.Biz gavur muyuz? Türkiye İslamlaştırılıyormuş. Böyle bir zihniyet olamaz. Üstelik halkının %99’unun Müslüman kimliğine sahip olduğu bir ülkede böyle saçmalıkların devam etmesi büyük bir üzüntü yaratmaktadır. Örtüyü din açısından değerlendirmeyi bir yana bırakıp özgürlük adı altında değerlendirdiğimiz takdirde dahi böyle olayların yaşanması tamamen zayıflıktır. Şu gün bile çoğunun sevmediği ya da nefret ettiği dini yapısı İslam olmayan Avrupa ülkeleri bile başörtüsüne izin veriyorlar. Serbestlik tanıyorlar. Peki Avrupa ülkelerinin çoğunun yapısında Hıristiyanlık, Budistlik, Ateistlik, Yahudilik, Müslümanlık gibi bir çok dini inanış olduğu halde neden bu kadar ilerideler? Nasıl oluyor da kimsenin dini inancına, dini değerlerine karşı en ufak bir ithamda bulunulmuyor? Neden Avrupa’nın ekonomisi, bilimi her geçen gün daha da gelişmekte? Neden insanımız Türkiye’de kendi vatanında kalmayıp da çözümü bu gibi ülkelerde arıyor? Cevap gayet açık ve net. Bir insan rahat edebildiği, sosyal, kültürel ve dini değerlerini en iyi şekilde yaşadığı ve olanak bakımından kendisine değer verilen yerlere gitmekte haklı.  Hoşgörü ve özgürlük zemininin kurulu olduğu toplumlar daima kazanmışlardır.Sırf Türbanlı diye işe alınmayan gençlerimizi bir bir kaybetmekteyiz ki sonucu daima ülkemiz açısından büyük bir kayıpla son bulmaktadır.

           Avrupa’nın en büyük cerrahları,en büyük doktorları,mevkice üst kademelerde görevlerde bulunanların bazıları türbanlı gençlerimizden başkası değildir.Türkiye’nin bu gençlere ihtiyacı olduğu halde sırf bir parça değer bile verilmeyişi bu insanları ellerinden kaçırmasının en büyük kaybı olmuştur. Sanmayın ki bu insanlar ülkelerinde çalışmak, yaşamak istemiyorlar. Bu gençler kendilerine değer verilmeyişinden dolayı oralardalar. Sonuçta kaybeden ben, vatanım, milletim yani bizler olmuştur. Bunu yapanlar ise toplumu ve gündemi sarsmaktan geri kalmayan bu ülkenin vatandaşları tarafından bilinçsizce el üstünde tutulan ve körü körüne bunların oyununa gelen bir takım insanlardır.

Geçmişini bilmeyen geleceğini de bilmezmiş!

  Geçmişini iyi bil ki geleceğe sağlam basasın!

  Nereden geldiğini unutma ki nereye gideceğini iyi bilesin!”


 (
Şeyh Edebali’nin Osman Gazi’ye Vasiyeti’nden)

           Örnekleri uzaklarda aramaya gerek yok. Efsane Osmanlı Devleti. İçerisinde Müslüman, Hıristiyan,Yahudi ve birçok dine mensup toplum yer almaktaydı.Yüzlerce yıldır İslam anlayışı ile ayakta kaldı.Dünya’ya hükmetti.Cihan Devleti konumuna geldi.Yıllar boyunca halkı hoşgörü ve özgürlük anlayışı ile mutlu,huzurlu ve  refah seviyesi en yüksek şekilde yaşadı.Bilimde,ilimde de döneminin zirvesindeydi.Neden halk içerisinde bu tür problemler sorun teşkil etmedi? Neden ve nasıl bu kadar saygın duruma geldi? Neden; çünkü insan hür ve belirli kısıtlamalardan uzak olduğu yerde her zaman bilimde ve ilimde hat safhada gelişme göstermiş altın çağını yaşamaya başlamıştır. Şunu unutmamak gerekir;

Atasını bilmeyen it peşinde koşarmış!


          Bugün o laiklik diye yola atılmış insanlara laiklik nedir diye sorsanız doğru düzgün bir açıklama dahi yapamayacak kadar küçülmüşlerdir. Yapanlarda kendilerinden başkalarını inandıramamıştır. Bu insanlar kullanılan piyonlardan başka bir şey değildir. Bunları yönlendirenler, bu ülkeye bir yararı dokunmamış aksine gündemi sarsmak ve gelişmeyi durdurmak için başkalarını oyunlarına alet etmek, koltuk ve şahsi menfaatleri uğruna milyonlarca insanın hak ve hürriyetlerini gasp etmekten başka çaba harcamamışlardır. Bizim ülkeyi karıştırıp gündemi yerle bir eden değil, dil,din,ırk, ayrımı yapmaksızın bu ülke için çalışıp,düşünen, geliştiren  ve TÜRK ismini dünya da ekol haline getirebilecek istekli ve ilke sahibi akıllı genç beyinlere ihtiyacımız var ! Tıpkı Osmanlı gibi…

           Bu ülkenin bir evladı şehit düşmüş,bu ülke için canını dişine takarak kahramanca çarpışmış askerimizin yakınlarının sırf başörtülü olması dolayısıyla,sırf Laiklik adı altında cenaze törenine alınmaması hak mı? Laiklik bu mudur ?

Laiklik
;katılmış olduğu bir toplantıda türbanlı olarak yer alan bayanın türban kullanmayan grup üyesi tarafından kovulması ve acımasızca ağza alınmayacak sözlerle aşağılanıp eleştirilmesi değildir.

Sözüm ona; bu millet, elindeki medya-ekonomi gibi güçleri devletin bütünlüğünü sarsacak şekilde kullanan kişileri  oraya nasıl çıkardıysa, öyle de indirmesini bilir!

       Ülkenin ortalığı üç beş çapulcuya bırakmaması gerekir.Devlet içeride hemfikir olmalıdır.

       Bugün şehit kardeşimin yakınlarına yapılan ve kemiklerini sızlatan ayıbın, yarın benim anama, bacıma, yakınlarıma yapılmayacağı göreceli…

Bacımın örtüsü batmakta rezilin gözüne,

 Acırım tükrüğe billahi tükürsem yüzüne…”

Mehmet Akif Ersoy


0 yorum:


Yorumlarda küfür, propaganda, reklam, aşağılama gibi üslup kullanıldığı taktirde yorumunuz yayınlanmayacaktır.

Yorumlarınız için teşekkür ederiz..