0

İstanbul Arkeoloji Müzeleri - Kornelia Antonia Heykeli
Dünyada mevcut bazı şehirler vardır ki bunlar tarihleriyle, sahip oldukları değerlerle, sanat eserleriyle diğer şehirlerden ayrılır. Şehir kelimesinin muhtevasındaki birçok noktayı aşarak artık bir medeniyet telakkisi oluşturur. Öyle ki insanlar (yerli turist olsun yabancı turist olsun farketmez) bu şehre geldiğinde sadece içinde bulunduğu zamanı değil, yüzyıllar öncesindeki olayları görebilir, geçmişten şeyleri işitebilir, onlarla gururlanır, onlarla üzülür, onlarla sevinir velhasılı kelam tarihle hemhal olur.
İşte içinde bulunduğumuz şehr-i İstanbul'da, Gülhane'de bulunan İstanbul Arkeoloji Müzeleri tam da tarihle hemhal olunabilecek kadar özel sayılabilecek ender yerlerden bir tanesidir. Daha müzeye adımınızı atmadan mimarisiyle, heybetiyle büyüleniyorsunuz. Müzenin içinde sergilenen eserlerse nadide olmanın da ötesinde adeta bir medeniyet sergisidir. Şöyle ki; bir tarafta doğuyu fethe çıkan -çoğunu da fetheden- ancak aynı zamanda doğunun kültür ve medeniyeti içerisinde yolunu kaybeden İskender'e ait olduğu söylenen lahde bakarken, diğer taraftan şimdilerde beyazperdenin yıldızları olan 12 Olimposlu'yu seyre dalıyorsunuz. Zeus ve Poseidon heykellerinden çekinip Afrodit'in yanınızda canlanmasını isteseniz de fayda etmiyor.
Tüm bunlardan sıyrılıp kulağınıza gelen kılıç-kalkan sesine doğru yol alıyorsunuz, korka korka ilerlerken sesin kaynağının bir kitabe olduğunu görüyorsunuz; Kadeş Anlaşması, sayısız çatışmanın ve anlaşmanın ilk belgelenmiş hali..
Kılıç sesini de delip geçen bir ses daha beliriyor müze içerisinde. Daha derinlere ilerleyince bir aşığın sevgilisine yazdığı ve dünya üzerinde en eski aşk şiiri kabul edilen, Sümerce yazılmış bir tablet dile geliyor.
Onun hemen yakınlarında meşhur ve mağrur Babil şehrinin yine en az kendisi kadar meşhur olan İştar kapısının parçalarını, üzerinde duran ejder ile aslan kabartmalarını görüp bir kez daha bu toprakların medeniyetine saygı duyuyorsunuz.
Sonuç olarak söylemek gerekirse her yerde mevcut olan Doğu-Batı çatışmasının yanında iki medeniyetin öğelerinin bu derece barışçıl bir şekilde bir arada yaşadığı, paylaştığı başka bir yer bulmak neredeyse imkansız. Eğer gerçekten tarihin ara sokaklarında, koridorlarında, arka bahçelerinde yürümek ve tarihi gelişimi (her manada) hissetmek istiyorsanız, kesinlikle buna İstanbul'dan, Arkeoloji Müzeleri'nden başlamanız gerekmektedir.

0 yorum:


Yorumlarda küfür, propaganda, reklam, aşağılama gibi üslup kullanıldığı taktirde yorumunuz yayınlanmayacaktır.

Yorumlarınız için teşekkür ederiz..